sında olduğunu belirterek, "Sayın bakanımız atandı. Diğer birimler görevlendirme şeklinde görevlerini yürütüyorlar. Süreç tamamlandıktan sonra Denizcilik Müsteşarı yerine doğrudan Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Müsteşarı devrede olacak. Bizim açımızdan bakarsak, kurumsal yapıda hangi değişiklik olursa olsun, sektöre hizmet için varız. Ve bunu da en iyi şekilde yapma gayreti içinde olacağız." diyor. Türk gemi inşaa sanayiinin, global krizden çok büyük bir şekilde etkilendiğinin herkes tarafından bilindiğini söyleyen Yaşar Duran Aytaş, "Bu etki maalesef hala devam ediyor. Tabi ki bu etkiyle beraber iş yapamayan tersanelerimiz ortaya çıktı. Yeni sipariş yok diyemeyiz ama çok az. Zaten 33 bin olan istihdam sayısının 12-13 binlere düşmesi, bu sektördeki krizin açık bir göstergesidir." şeklinde konuşuyor. Sektörün canlanması için ticaretin açılması lazım Türkiye'de, yönetmelikte tarif edildiği şekliyle 50 metre ve üzeri cephesi olan 71 tane tersane olduğunu sözlerine ekleyen Aytaş, "Bu tersanelerin büyük bir kısmı bakım-onarıma döndü. Bakım-onarıma dönmeleri tabi ki faydalı ama bakım-onarım da sınırlı. Çünkü genel olarak deniz ticaretinde, taşımacılıkta bir daralma var. Bu daralma bakım-onarım yapılacak gemi sayısını da azaltıyor. Döngünün sağlanması için ticaretin açılması lazım. Ancak bu şekilde sektör canlanabilir. Yeni gemi inşa olmasa bile en azından gemilerin rutin bakım-onarımları yapılmış olur." ifadelerini kullanıyor. Tersaneler ve Kıyı Yapıları Genel Müdürü Yaşar Duran Aytaş, sözlerine şöyle devam ediyor: "Sektör içinde, yat yapımı da krizden etkilenmiş olmasına rağmen tersaneler kadar çok etkilenmedi. Gemi sökümü alanında ise büyük bir canlılık var. Özellikle bu iş yerlerinin dünya standartlarında söküm gerçekleştirmesi, çevreye duyarlılığının devamı ve yine Uluslararası Denizcilik Örgütü nezdinde başarılı bir performans göstermesinin sonucu olarak zirveye ulaştı." Tersanelerin iş bekleme lüksü yok "Umuyoruz ki, 2013 yılı sonu itibariyle bu kriz tamamlansın ve gemi inşaa sanayii yeniden zirveye çıksın. Zaten gemi inşaa sanayiinde bu dalgalanmalar sürekli olmuştur. Önemli olan tersane sahiplerinin bu krizi iyi tanımlamaları. Tersanecilikte ileri gitmiş ülkeler, gemi inşa pastasındaki küçülme sebebiyle bizim segmentimizdeki gemi inşa ihalelerine de teklif vermeye başladılar. Romanya, Çin gibi ülkeler fiyat indirimleriyle ön plana çıktılar. Yani yeni gemi inşa siparişi alabilmek için rekabet edebilmek lazım. Bunun yanı sıra, artık tersane sahiplerinin 'ben bekleyim, bana iş gelsin' deme lüksü yok. Bizzat işe koşturmaları gerekiyor. Hangi gemilerin inşası önem kazandı? Hangi tip gemilere yoğunlaşalım? Bunları iyi analiz etmek lazım. Örneğin, petrol platformlarına hizmet eden destek gemileri ya da özel maksatlı römorkörlerin imalatı ön planda görünüyor. Bunlar dışında da neler yapılabilir? Araştırılıp, gerekirse bu işe rehberlik yapabilecek kişilerle, firmalarla, tasarımcılarla görüşüp bu konuda adım atmak lazım. Bunu yapan firmalarımız da var, birçok tersane bunun farkında. Ama daha çok firmamızın bunu düşünüp hareket etmesi gerekiyor." "Biz Avrupa'da hizmet anlayışıyla, kalite anlayışıyla öne çıkan bir ülkeyiz. Tonaj itibariyle de orta ölçekli gemiler inşa ediyoruz. Yani biz Japonya'nın, Güney Kore'nin, Vietnam'ın, Çin'in rakibi değiliz. tersane • mart 2012 15
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=