Tersane Dergisi 38. Sayı (Mayıs-Haziran 2015)
tersane • mayıs 2015 29 borçlanıyoruz. Bunun üzerine bir de kriz geldiğinde, artık “gemiyi banka- dan nasıl kaçırırım, nasıl tutulmadan bir sefer daha atarım, bir navlun daha alırım, personel maaşı öderim” vs. son 4-5 senedir armatörlerin ofisle- rinde büyük oranda bunlar konuşulu- yor. Şirketler, insanlar kriz yorgunu. Bu yorgunluktan çıkartmak için, işi hurda teşvikine bırakmadan, bizim düşük öz kaynaklı, “uzuuun” vadeli, düşük maliyetli finansmana ihtiyacı- mız var. Bunun sadece denizcilikte değil, diğer sektörlerde de böyle olması gerekiyor. Yoksa ülke geriye gidecektir. Teşvik kanunu 15 gün önce resmi gazetede yayınlandı. Önce tebliğe çıkacak. Tebliğde bu uygulama nasıl geliştirilir ona bakacağız. Onunla ilgili önerilerimiz oldu. Bu önerile- rimizi zannediyorum bürokrasideki arkadaşlar dikkate alacaktır. En azın- dan bir kısmı dikkate alınacaktır. Bir kısmı da kanunun ruhuna aykırı olabilir, iyi niyetli olsa bile yapıla- mayabilir. Onu gördükten sonra, biz hazırlığımızı yapıyoruz. TERSANE: Önerilerinizin dikkate alınmaması durumunda, bu teşvik ne kadar işe yarar? SALIH ZEKI ÇAKIR: Kanun çok sınırlı ve dar kapsamlı çıktığı için, sadece hurda teşviğine bağlandığı için buradaki talep çok sınırlı kala- caktır. Bunu şimdiden kestirmek zor. Hatta, biz ortak girişimimizle bira- raya gelerek bir şeyler yapmaya çalı- şıyoruz. Gerçekçi olmak gerekirse bunun dışında bir talep olacağını düşünmüyorum. Biz doğruları söy- lemek durumundayız. Yine, bu hurda teşviği hazineden verilmiyor. Bakan- lığın döner sermayesine bırakılmış. Orada da zaten sınırlı bir bütçe var. Ama zaten kısa vadede değil uzun vadede hayata geçirilecek bir proje. Yani her yıl belli bir oranda kaynak lazım. O bakımdan hep birlikte bu süreçten en iyisini çıkartmak için çalışacağız. TERSANE: Sizin tersanecilik faa- liyetiniz de var. O açıdan bakarsak, projenin tersanelere yansıması nasıl olacak? SALIH ZEKI ÇAKIR: Zaten proje- deki önemli bir artı; gemilerin Türk tersanelerinde ve Türk bayrağında yapılma şartı. Yani bunu bir besin zinciri gibi düşünmek gerek. Önce gemi sökümcüler bu işten istifade edecek. Sonra gemi inşa ve yan sana- yiye yarayacak, hayırlısıyla gemi inşa edilir de çalışmaya başlarsa da armatör ve finansmanı sağlayan kazanacak. Borcu da biter, armatöre kalırsa da armatör karlı çıkacak diye inanıyoruz. TERSANE: Koster yenileme pro- jesinden bağımsız olarak Türk gemi inşa sanayiinin bugünkü durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? SALIH ZEKI ÇAKIR: Biz deniz- cilikte de, diğer sektörlerde de hep şartlar zorlayınca bir şeyler yapmak durumunda kalırız. Planlı, programlı, projeye dayalı iyi bütçelenmiş yatı- rımlar maalesef özellikle denizci- likte olamıyor. Bunun en önemli sebeplerinden biri maalesef yetiş- miş insan kaynağının az olması. Bir diğer sebep de biraz önce söylediğim gibi, bir proje finansman mantığının olmaması. Gemi inşa sanayini kurtaracak, potansiyelini artıracak, rekabetçi konuma getirecek, sürdürülebi- lir bir rekabet imkanı verecek şey, yatırımların ve üretimin seri üretim mantığıyla yapılması. Bunu başa- ran, örneklerden biri römorkör işi. Yani ihtisaslaşma, tedarik zincirinin seri üretim mantığıyla ayarlanması ve bantta sürekli üretim olması, uluslararası rekabette ciddi bir avantaj sağlıyor. Ve her üretimde, maliyetleri aşağı çekmek için iyi bir imkan veriyor. Değilse, gelen her işi yapmak durumunda kalan tersane yaptığı her iş için yeni bir yatırım yapmak durumunda kalıyor. Bu durumda standart ve seri mantığı olmadığı için tedarikçilerle bir toplu alım ekonomisi sağlayamıyor. Bir de her seferinde değişik bir proje, planlamayı ve üretimi aksatıyor, verimliliği düşürüyor ve teslim süre- lerini uzatıyor. Bu da maliyetlerin artmasına sebep oluyor. Karlı gibi alınmış bir proje iş sonunda zarar edebiliyor. Alıcıyla kavga başlıyor. Tabi hepsi böyle değil, işi oturtmuş tersaneler de var. Ama bazı tersa- nelerde alıcıyla tersane arasında bir sürtüşme başlıyor, bu maalesef ülke- nin imajına da olumsuz etki ediyor. Bu sefer Türkiye’den sipariş veren bir yabancı, yüzde 100’ün üzerinde teminat mektubu istiyor. Bu sefer o şartları yerine getirebilecek tersane sayısı çok az olduğundan, önemli sayıda tersane iş alamaz hale geli- yor. Eskiden sadece sözleşmelerle iş yapılabiliyordu. Fakat taahhütleri zamanında yerine getirememe, mali- yetleri kontrol edememe, maliyetleri tutturamama açısından hem tersa- “Gemi inşa sanayini kurtaracak, potansiyelini artıracak, rekabetçi konuma getirecek, sürdürülebilir bir rekabet imkanı verecek şey, yatırımların ve üretimin seri üretim mantığıyla yapılması”.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=