Tersane Dergisi 38. Sayı (Mayıs-Haziran 2015)
tersane • mayıs 2015 27 yapılır. Mesafeler kısa olduğu için kimse mecbur kalmadıkça büyük tonaj gemileri kullanmaz. Çünkü ihtiyaç olduğunda 2-3 gün sonra gelecek bir malı stok maliyetine kat- lanarak stoklamaz. Ticaretin ekono- misi bakımından da bir mantığı yok. O yüzden küçük tonajlı taşımalar bu bölgede geçmişten günümüze geldiği gibi gelecekte de devam edecektir. Bizim 2008 itibariyle, İstanbul Navlun Endeksi bünyesinde oluştur- duğumuz veriler ve analizlere göre, bu bölgenin toplam taşıma potansiye- linin yüzde 35’i Türklerin, yani Türk bayraklı veya Türk sahipli yabancı bayraklı gemilerin kontrolünde. Bu oran Türkiye’nin hemen hemen hiç- bir sektöründe olmayan bir büyük- lük. Fakat kimse bunun farkında değil. Biz bunu önce rakam olarak, bir veri olarak ortaya koyduk. Ancak bu, birbirinden habersiz faaliyet gös- teren, hatta birbiriyle rekabet ederek birbirinin menfaatlerini de zedele- yen dağınık bir güçtü. Bunu ortadan kaldırmak için, bu tonaja yönelik bir kurumsal muhatap oluşturmak düşüncesiyle, Koster Armatörleri ve İşletmecileri Derneği’ni kurduk. Çünkü, bu süreçte sürekli güncelle- diğimiz verilerde de gördüğümüz; kriz sonrasında tonajın küçülmeye başlamasıydı. Sıkıntıda olan arma- törler gemilerini sattı, bazı gemiler hurdaya gitti, bazıları el değiştirdi vs. Bana göre Türkiye ekonomisi bakı- mından, ihracatçımız bakımından bu muhteşem gücün erime eğiliminde olması da dikkat çekilmesi gereken bir husus. 80’li yılların başında verilen teşviklerle yapılmış bu gemiler, o zamanki teknolojiyle belli bir stan- dardı olmayan, birbirine hiç benze- meyen, her biri ayrı özellikte, çevreci olmayan, yakıt ekonomisi olmayan, yüke uygunluğu olmayan gemiler. Yani yüke göre gemi değil, gemiye göre yük arayışı yapılan bir piyasa var. Buna rağmen koster taşımacı- lığı sürdürülebilmiş ve bu günlere gelmiş. Bu bakımdan geçmiş yıllarda da düşünülmüş, üzerinde çalışılmış, fakat her defasında değişik sebep- lerle sonuç alınamamış ve arkası gel- memiş koster filosunun yenilenmesi ihtiyacına; yeni mevzuata göre, daha çevreci, daha ekonomik, yeni tekno- lojileri kullanmaya daha müsait, tek- nik ve ticari optimizasyonu yapılmış dizaynlarla bu filonun yenilenmesi gerektiğine vurgu yapmaya başladık. Çünkü bu, aynı zamanda bir milli mesele. Türk denizciliğinin altyapısı koster taşımacılığıdır. İnsan kay- nakları hem denizde hem karada işe ilk olarak küçük tonajdan başlar. Zaten eğitim sistemimizin en büyük açmazıdır; öğrenciler işi okulda değil çalıştıkları yerde öğrenir. Çünkü eğitim sisteminde güncellenme- miş bilgilerle insanlar eğitilir. Bu süreçte yapılan yanlışların fatura- sını da şirketler öder. Çünkü bizim üniversitelerimizde bilgi üretilmez, ithal edilir. Bu nedenle hep geriden geliyoruz. Bu açığı kapatmanın tek yolu bilgiyi kendimizin üretmesi. Biz kendi açımızdan denizcilik sektö- ründe böyle olmasını vurguluyoruz. Denizcilik önce doğru güncellenmiş sağlıklı verilerine kendisi sahip ola- cak. Yakın bir zamana kadar zaten küçük tonajda hiçbir veri yoktu, büyük tonajda da gemi inşa sana- yindeki veriler yurtdışındaki kaynak- lardan alınıyordu. Biz bunu küçük tonajda yapmak için, İstanbul Navlun Endeksi diye bir Ar-Ge firması kur- duk öncesinde. Çünkü bir kurumsal muhatap oluşturmanız için sağlam, sağlıklı bir veri oluşturmanız lazım. Çünkü bir kanaatin etrafında değil, somut veriler etrafında bir şuurlanma oluşturabilirsiniz. Koster filosunun gücüyle ilgili bir kanaat zaten vardı ama bu rakamlandırılmamıştı. Biz bu rakamlandırmayı 2009’un başında kurduğumuz İstanbul Denizcilik Araştırma Geliştirme Yayıncılık ve Danışmanlık firmasıyla yaptık. Veri topladık, analizler yaptık ve bun- ları sürekli güncelleyerek sektörün envanterini çıkardık. Tonajın duru- munu, bayrak durumunu, yaşını, kla- sını, sigortasını yani bu tonajda ölçü- lebilecek ne varsa bunların verileri bizde var. Bu büyük tonajda olmayan bir avantaj. Denizciliğimiz açısından da çok önemli bir gelişmedir. Ama ne kadar anlaşılıyor ve takdir edi- liyor? Maalesef bu anlamda da bir eksiklik var. Ama bu bizim çalışma- larımızı sürdürmemize engel değil. Bu tip çalışmalar ciddi harcama, mali kaynak insan kaynağı gerek- tiriyor. Biz bunu sınırlı imkanlarla yapmak zorundayız, kolay olmuyor ama kimse bir şey yapmadığında da hiçbir kazanım olmuyor. Bu anlamda İstanbul Denizcilik Araştırma Geliştirme Yayıncılık ve Danışmanlık şirketiyle önce veri ve analiz sorununu çözdük. Sonrasında Koster Armatörleri ve İşletmecileri Derneği ile bir kurumsal muhatap oluşturduk. Sonrasında da bu projeyi hayata geçirebilmek için yine muha- tap bir şirket, bir ekonomik girişim olarak Koster Denizcilik Yatırım A.Ş.’yi kurduk. “Bu bölgenin toplam taşıma potansiyelinin yüzde 35’i Türklerin, yani Türk bayraklı veya Türk sahipli yabancı bayraklı gemilerin kontrolünde. Bu oran Türkiye’nin hemen hemen hiçbir sektöründe olmayan bir büyüklük...”
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=